yazan: Şadi Evren ŞEKER
ontoloji (varlıkbilim) terim olarak olmak ya da olmamak kavramı üzerinde durur. Yani birşeyin var olup olmamasından, nasıl olduğuna kadar uzanan süreç ontolojidir.
Bu anlamda, birşeyin var olup olmaması ile ilgilenen epistomolojinin üzerine, varlıkları gruplayan ve bu gruplar arası ilişkileri belirleyen bir katman olarak düşünülebilir.
Ontolojinin kökleri felsefenin bir alt konusu olan dil bilimine (yada dil felsefesine) dayanmaktadır. Buna göre kelimelerin anlamlarından yola çıkılarak, cümle ve hatta paradigmaların anlaşılması ve tam olarak olup olmadıkları, varsa nasıl oldukları ve hangi gruba ait oldukları ve hatta bu gruplar arası ilişkiler incelenmektedir.
Buna göre örneğin, araba, bisiklet, okul, öğrenci gibi kelimeler birer anlam ifade etmekte ve her kelimenin ait olduğu bir grup bulunmaktadır. Bu noktada iki türlü kabul vardır. Çoğunluğunu platon okulunun üyelerinin oluşturduğu grup, her kelimenin bir varlık ifade ettiğini söylerler (basit anlamda kalem, kitap gibi kelimelerin birer varlığa denk düştüğünü düşünebiliriz, daha ileri anlamda ise insanın olmayan şeylere isim koyamayacağı iddia edilebilir). diğer grup ise her kelimenin bir varlık karşılığı olamayacağını iddia etmektedirler.
İddia olunur ki, ontoloji de diğer felsefe konuları gibi insan kaynaklıdır, yani insanın düşünce yapısının bir tezahürüdür. Bu tersini ispatlamak çok zor olan ama genelde doğruluğu kabul edilebilecek bir önermedir.
Ontoloji, felsfenin pek çok alanı gibi, diğer pek çok bilime kaynak olmuş önemli konulardan birisidir. Örneğin bilgisayar bilimlerindeki ontolojik arama motorları, felsefedeki bu konudan faydalanmaktadırlar.
Ontolojinin dayandığı temel soru “Var olan nedir?” şeklinde özetlenebilir. Bu soru bir seviye daha ileriye götürülerek aşağıdaki sorular sorulabilir:
“varlık nedir?”, “var olmak bir özellik midir?”, “birşeyin var olmadığını söylemek tam olarak ne demektir?”, “birşeyin var olduğunu veya var olmadığını iddia eden cümleler birer sav mıdır, daha fazlası mıdır?”
“Nesne nedir?”, “madde nedir?”,
“fiziksel olmayan kelimelerin var olduğunu söylemek ne demektir? (zaman, sayılar, ruh, Allah gibi)”
“bir varlığın özelliği ne demektir? Özellikleri ile madde arasında nasıl biri ilişki vardır? Varlığın özelliğinin değişmesi ne demektir? (örneğin farabi’nin felsefesinde “şekil cevhere bulaşır” denilmesi gibi)”
Ontoloji iki kavramdan oluşmaktadır. Bu iki kavrama Çevreseller (küllî, tümel, universal) ve Öz (maddenin cevheri, töz, substance) denilebilir.
Örneğin “insan” bir varlıktır, bir cevherdir , “insanlık” bu varlığın küllî halidir. yani insan varlığının etraflıca kapsanmış halidir yani çevresel faktörleri içerir. (benzer durum, çay ile çaydanlık arasında bulunabilir, çay varlığın özü, çaydanlık ise çevresel bir varlıktır)
Cevher-külli (veya öz-tümel) ilişkisi benzer şekilde insan ve çevresi arasında da yapılmaktadır. İnsan kendi varlığını nasıl kanıtlayabilir, ve bu varlığın dışında varlıkların olduğunu nasıl ispatlayabilir? Bu durum Descartes’ın “cogito ergo sum” (düşünüyorum öyleyse varım) yorumu ile veya Fraud’un superego yorumu ile örtüşmektedir.
İşte tam bu noktada felsefenin bir konusu olan ve uzun süre felsefe insanları çevresinde tartışılmış olan ontoloji konusunun bilgisayar bilimleri ile ilişkisine bakabiliriz. Buna göre, bilgisayar bilimleri insanın öz varlığının sorgulanmasının ötesinde çevresindeki varlıkların sınıflandırılması alanında ontolojiden faydalanmaktadır. Bu sayede bir veri modeli ortaya konulmakta ve bilgisayar bilimlerinin çeşitli alanlarında (yapay zeka (artificial intelligence), anlambilimsel ağ ( the Semantic Web) , yazılım mühendisliği (software engineering), biyometikal bilim (biomedical informatics) ve bilgi mimarisi ( bilgi gösterimi (information architecture , knowledge representation) ) bu modellerden faydalanılmaktadır.
Buna göre bilgisayar bilimlerinde kullanılan temel ontolojik terimler aşağıda verilmiştir:
* Bireyler (Individuals) : basit en alt seviye varlıklar
* Sınıflar (Classes) : Kümeler, gruplar, nesne tipleri gibi
* Özellikler (Attributes): yapısal özellikleri, yapabildikleri, paramterleri gibi
* Bağlantılar (ilişkiler, Relations) : nesnelerin birbiri ile iletişim kurma şekilleri
* Olaylar (Events) : özellik veya bağlantılardaki değişmeler
yukarıdaki bu kavramlar çerçevesinde hemen herşey modellenebilir. Bazı örnek modellemeler aşağıda verilmiştir:
Yukarıdaki şekilde, varlıklar arası ilişkiler ontolojik (varlık bilimsel) olarak ifade edilmiştir. Örneğin bir mühendis, bir öğrenci ve bir hoca, hepsi birer insandırlar. Dolayısıyla insan olmanın gerektirdiği (boy kilo yaş gibi) özellilklere sahiptirler.
Benzer şekilde, mühendislik öğrencisi de felsefe öğrencisi de birer öğrencidirler ve her ikisi de öğrenci olmanın gerektirdiği, bir hocadan ders alma ilişkisini bulundurmaktadır.
Bilgisayar Bilimlerinde kullanılan bazı ontoloji dilleri:
Geleneksel Diller (kendi modelleme sistemleri ve arayüzleri bulunmaktadır)
* CycL
* DOGMA (Developing Ontology-Grounded Methods and Applications)
* F-Logic (Frame Logic)
* KIF (Knowledge Interchange Format)
o Ontolingua based on KIF
* KL-ONE
* KM programming language
* LOOM (ontology)
* OCML (Operational Conceptual Modelling Language)
* OKBC (Open Knowledge Base Connectivity)
* PLIB (Parts LIBrary)
* RACER
Berliteçli (markup) diller
Genellikle XML yapısı üzerine oturtulmuş standart bir yapısı olan dillerdir.
* DAML+OIL
* Ontology Inference Layer (OIL)
* Web Ontology Language (OWL)
* Resource Description Framework (RDF)
* RDF Schema
* SHOE
Hocam Merhaba,
Yazınızın başında şöyle yazmışsınız:
“…ontoloji (varlıkbilim) terim olarak olmak ya da olmamak kavramı üzerinde durur. Yani birşeyin var olup olmamasından, nasıl olduğuna kadar uzanan süreç ontolojidir.
Bu anlamda, birşeyin var olup olmaması ile ilgilenen epistomolojinin üzerine, varlıkları gruplayan ve bu gruplar arası ilişkileri belirleyen bir katman olarak düşünülebilir…”
Bu iki paragraftaki açıklamadan ontolojinin epistomolojinin üstünde gruplayan ve gruplar arası ilişkileri belirleyen bilim olduğunu anlıyoruz fakat bizzat kavramların kendilierini niteleyen paragrafların her birinin giriş kısmındaki açıklamada benim kafam karıştı. Ontoloji; var olup olmamak kavramının kendisiyle, epistomoloji de; birşeyin var olup olmaması ile ilgilenen bilimler şeklinde ben anladım. Yani biri kavram olarak kavramın kendisini inceliyiyor ötekide bir şey üstünde bu kavramın uygulanmaısnı inceliyor.
Fakat başka kaynaklarda ontolojinin her iki paragraftaki tanımı kapsarken epistomolojinin bilginin nasıl oluştuğu ve ne olduğu ile ilgilenen felsefi disiplinle rolduğu yazıyor. Acaba ben mi yanlış anlıyorum, yada karıştırıyorum?
Saygı ve Sevgilerimle
Yusuf Cem
Not: Bu konu benim için çok önemli olduğu için sordum yoksa sadece laf olsun diye, bir bug yakaladım diye sormuyorum. Yazılımcı değilim ama Yapay Zeka ve nörobilimle yakından ilgilenen birisiyim, tabi peşi sıra felsefe ile de ilgilenmek zorunda kaldım. Bu bağlamda Son zamanlarda “nesne yönelimli ontoloji” ve “ontoloji tabanlı sistemler” konularını araştırmaya başladım. Yazılımcı değilim ama web sayfası kodlayacak kadar html, css dillerinden anlıyorum. Zamanında bir çok web projesi yapmışlığım var (editör kullanmadan, kodlayarak). Yani sektöre çok yabancı değilim ve ayrıca “anlamlı web” ve “big data” konusuyla da bayağı ilgilenmişliğim vardı. Ama asıl mesleğim endüstriyel tasarım diye bilirim. Sizi zaman zaman takip ediyorum. Bilişim konularını çok güzel anlatıyorsunuz. Verdiğiniz emekler için size çok teşekkür ederim.
Sorunun cevabı ontoloji ve epistomolojiye bakış açımı ve yazınızın tamamına yönelik algımı farklılaştıracak. O yüzden önemli benim için. Zaman zaman bu iki kavramın bir birinin içine girdiğini ve aradaki farkın bulanıklaştığını düşünüyorum. Tavuk mu yumurtadan, yumurtamı tavuktan durumuna dönüşüyor benim için… Derine indikçe aradaki farkı kaybettiğim oluyor. Bu yüzden, bazen, ontolojinin; bizzat kavramın kendisiyle kavramsal olarak yani felsefi olarak ilgiliyken, epistomolojininde; bu kavramın pratikteki uygulanılmasıyla (kavramın nesnel dünyadaki var oluşuyla) ilgili olduğunu düşündüğüm oluyor. Sizin yukarıdaki yazınızı hangi kapsamda değerlendireceğimi anlayamadım. Özellikle Ontoloji dil felsefesine indirgendiğinde ben ontolojiyi epistomolojik bir proplem olarak görmeye başlıyorum, kafam karışmaya başlıyor. İnsana (özneye) ait bir kavram değilde daha çok nesneye ait bir kavrammış gibi algılamaya başlıyorum.